Bana öyle bakma, ben yanlış bir şey yapmadım.
İnandığım bütün doğrular, sadece kendimi koruyabilmek içindi. Bu yüzden
insanların arasına karışmamam gerekiyordu. İstediğim sürece hayatımda her şeyi
yaşayabilirdim ama onlar gibi olamazdım. Yanlış bir hayatın izini sürdüğünün
farkında olmayıp, doğruları kendine düşman gören, hayatın fahişeliğini yapan
insanlardan olmamı bekleme benden. Dışarıya farklı görünüp, içinin kofluğunu
ancak en yakınındaki kişilere göstermek zorunda kalan(saklayamayan) insanlar tanıyorum.
Ama mühim değil, onlarla yaşamaya da alışıyorsun.
Alışamadığın tek şey, kendini ait hissedemediğin bir
şehir. Hiç sevmediğin bir kentte her gün biraz daha dibe vururken en
yakınındakilere bile iyi görünüyormuş gibi davranmanın ne olduğunu bilemezsin.
Çünkü bunu ben yaşıyorum, sen değil. Ama hayat büyük bir oyunsa eğer (ki bana
göre öyle değil) ben bu oyunun kurallarına değil, kendi kurallarıma uyuyorum.
Bu zamana kadar yaşamın ilkelerine uymak yerine kendi bildiklerimi yaptığım
için belki çok şey kaybettim, belki de kaybettiğim kadar kazandım. Bunun net
bir ölçütü yok. Kazanmak veya kaybetmek nesnel kavramlar değil. Benim önem
verdiğim tek şey, yolda olmak. İstediğim yolda yürüdüğümden ve karşıma çıkan
kişilerden emin olduğum sürece yaşadığım ufak tefek sorunları kafama takmam.
Yürüyeceğim yolda ne yapmak istiyorsam hepsini planladım, her şey hazır.
Bana eşlik etmek ister misin? Hadi kalk gidelim buralardan... (İ.N.Ç.)
Bana eşlik etmek ister misin? Hadi kalk gidelim buralardan... (İ.N.Ç.)
Allah'ım tekrar tekrar okudum. Okudukça kendimi buldum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim:) Beğenmene sevindim.
YanıtlaSilGelmek isteyen ardımıza düşecek...
YanıtlaSil