25 Kasım 2011 Cuma

J.P.Sartre

Her türlü özlem kendinedir,
Her seste kendini dinler insan,
Bilinmeyen limanlara yelken açar,
Her gördüğünü kendi rengiyle boyar...
Her şehir bir büyük ruhun yansımasıdır,
Her gittiği yerde bir parçası kalır insanın,
İnsan kendi tahtına oturana kadar hep kayar,
Her basamak bir öncekinden daha yüksektedir...
Basamaklar bitince sonsuz düzlük sonsuzluğa uzar,
Her ses bir diğerinin yerine göre yer tutar boşlukta,
Dıştaki sınırların içinde kalanına varlığım der...
Kendinin çizmediği hiçbir sınır kendi değildir,
Her zaman kendi için başkalarına uzar,
Yanlış yerde arayan yanlış şey bulur,
Buğday başağından habersizdir,
Her gün kendi şafağını taşır.
Bilmediğiniz bir işi bildiğiniz birisiyle yapmaya kalktığınızda, bildiğiniz kişinin aslında bilmediğiniz birçok yönü olduğunu öğrenirsiniz...

Jean-Paul Sartre
 

10 Kasım 2011 Perşembe

Sonbahar Ölüm Mevsimidir!



Olmuyor,çoğu insan gibi bende sevemiyorum sonbaharı.Ağaçların yapraklarını döküp çırılçıplak kaldığı,çiçeklerin boyunlarını büküp solduğu,gökyüzünün güneşini yitirip içine kapandığı,kapkara bulutların gururluca boy gösterdiği,hüzünlü yağmurların şehirleri esir aldığı,yıldızların bir süreliğine gökyüzünden silindiği,her şeyin donuklaştığı,yazın tüm neşesinin bitip canlılığın kalmadığı bir mevsim,sonbahar…
Her şeyin canlılığını yitirdiği bir mevsimi insan zaten nasıl sevebilir ki ?
Yaz mevsiminin sıcaklığından,canlılığından,hareketliliğinden bir anda sıyrılıp sonbaharı yaşamak mümkün değil.Hele de insanoğlu için hiç değil.’’Değişmeyen tek şey,değişimin ta kendisidir.’’ ünlü bir söz mantıklıda ama insanoğluna tezat bir söz.Çünkü, insanoğlu bir anda gelen değişimlere ayak uydurmakta zorluk çeken ya da onları kabullenmeyen bir tür.İşte bu yüzden sonbahar gelince de insanın içini bir hüzün, bir kasvet, yaz mevsiminden ayrılmanın acısı sarıyor.Bir anlamda uyuşuklaşıyor,karmaşıklaşıyor insan.Ne isteyip ne istemediği ya da ne yapıp ne yapmayacağı konusunda karar veremiyor.Sonbahar,dengesini bozuyor insanın.Hani derler ya sonbahar en güzel aşkların bile sona erdiği mevsimdir.Yüreklerdeki sevgiyi,aşkı,umudu alıp götürür yerine hüznü,ayrılığı ve daha ne kadar tuhaf duygu varsa onları getirir bu mevsim.Kış mevsiminin sert ve soğuk havalarından bile daha acımasızdır sonbahar.Sahip olunan her şeyi yaprak dökümü gibi alıp götürür.Geriye yağmurları bırakır,insanların gözlerinden dökülen gözyaşı yağmurlarını…
Sinsi,acımasız,gurursuz,bencildir sonbahar.Diğer üç mevsim gibi değildir çok farklıdır,bunu da fark ettirir çevresindekilere.

Hırçın dalgaları kayalara sertçe vurduran bu mevsimdir.

Yağmurlara özgürlüğünü verip sağanak sağanak yağdıran bu mevsimdir.

Doğanın tüm neşesini kaçırıp,onları sessizliğe boğan yalnızlığa terk eden bu mevsimdir.

İnsanların yüreklerinden süzülen karmakarışık duyguların sahibidir bu mevsim.

Bu mevsimdir insanlara asık suratlılık yükleyen,onları kimsesizleştiren.

Yalnızlığın,sessizliğin,kayıtsızlığın mevsimidir sonbahar.

Sahi,hiç gördünüz mü sonbaharı seveni?
Ben,şimdiye kadar hiç rastlamadım..İnsanoğlu sevmez kendini hüzne boğan,yalnızlığa iten olağan durumları.

İşte böyledir sonbahar sevilmez,sevdirtmez de kendini.Ah ettirir insanları.Tüm canlılığını alır cansızlığa iter doğayı bir süreliğine.Bu mevsimin son zamanlarını yaşadığımız şu günlerde bile kim bilir belki birileri için yaşamın da son baharıdır.Kim bilir belki de bazıları için ölüm mevsimidir sonbahar…Belki de ölüm zamanı…

İrem Nazlınur ÇETİN