Olmadı küçük dostum, başaramadık. Sen hayata
tutunamadın, ben hayata yeniden başlayamadım. Dünyanın dönmesi veya hayatın
devam etmesi umrumda bile değil artık. Bundan sonra iyi bir insan da
olmayacağım. Kötü insan olmayı ne kadar becereceğim onu da bilmiyorum ya,
boşver. Deneyeceğim işte.
Hem hatırlıyor musun? ‘’Tanrı pes edenleri sevmez.’’
Demiştim sana. Öğrendim ki, Tanrı iyi insanları da sevmiyormuş minik dostum.
İşte, ben de bu yüzden kötü bir insan olmaya karar verdim. Herkese veya her
şeye karşı duyduğum öfke daha da büyüdü ve onu artık kontrol edememeye
başladım. Kontrolden çıkmak üzereyim ve hayata karşı savunmasız da değilim
artık. Gözlerimin içindeki siyah halkaya kimse görmesin, bilmesin diye binbir
türlü düşünce (kirli ve nefret dolu) sakladım. İnsanların hakkımda çok fazla
şey bilmesini istemiyorum. Beni anlamasınlar veya sevmesinler. Onları
umursamıyorum. Düşündüğüm tek varlık, sensin.
Ama senin için üzülmedim diyemem.. Hiç hissetmediğim kadar kendimi kötü hissettim.
Ağladım, duvarları yumrukladım ve hayata en içten küfürlerimi sundum. Hiçbir şey
değişmedi. Yüreğimize açılan büyük bir yarayla kalakaldık. Üstelik yarayan
kanamıza (bazı şeyleri bilmediği halde) tuz basanlar bile oldu. Aldırmamaya çalıştık. Sustuk.
Neyse dostum, daha fazla yazamayacağım sanırım
ama unutma ki, bir gün mutlaka herhangi bir dünyada buluşacağız.
İrem Nazlınur ÇETİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder